HERKES GERÇEĞİNİN MAHKUMUDUR
Adam mahkeme salonundan içeri girdi. Bir anda salonda ki tüm konuşmalar kesildi. Sonrası… Kesik kesik ağlama sesleri ve fısıltılar. Herkes ona bakıyordu, kimileri şefkatle, kimileri ise nefretle. Öyle ya… İnsan hep kendi yargısıyla bakar olaylara. Henüz hüküm kesinleşmemişti ama insanlar çoktan hükmünü vermişti. Bir hükmün ortaya çıkması için gerçeğin ortaya çıkması gerekmez mi? İnsan nasıl olurda tam anlamıyla bilmediği bir şeye düşman ya da dost olabilir ki? Önce gerçekle sahteyi araştırması gerekmez miydi? Peki, o zaman gerçek ne, sahte ne? Mutlaka bir açıklaması mutlaka bir tanımı olmalı. Bir şey gerçekse sana bana göre olmamalı. Olmamalı ki, insanlar birleşebilsin. Olmamalı ki hükümler herkesi tatmin edebilsin. Peki, bu mümkün olabilir mi diye soruyorsan… Henüz Deneyimsel Tasarım Öğretisi hayatına girmemiştir. Şayet aramaya devam edeceksen elbet bir gün karşına gelecektir. O gün sana sadece gerçekler aktarılacak… Aktarıcı kimliğinden ve övgüden uzakta olarak, Sadec