HATADAN DÖNÜŞ HAKKI...


Aynur yine hıçkırıklara boğularak kapatmıştı telefonu. Daha doğrusu suratına kapatılmıştı telefon. Suratına çarpılmıştı gerçekler, acı gerçekler...

Kızı zaten çocukluğundan beri böyleydi. Büyüyünce düzelir demişti. Ama problemler de hayat gibi durağan değildi. Çözülmeyen her şey daha da kötüye giderdi... Giderdi de kızının bu kadar ileri gideceğini de hiç düşünmezdi. Düşünmek istemezdi.


"Sen benim en büyük düşmanımsın" diye bir insan nasıl diyebilirdi annesine? Hem de Aynur yıllarca kızının sözlerini düzeltmeye çalışırken... 'Bana böyle deme. Neden böyle konuşuyorsun?...' Oysa sözler sadece sonuçtu. Yıllarca süregelen yanlış sebeplerin sonucu...

Daha da acısı doğruyu yaptığını zannederken kendi eliyle kendine zalim yetiştirdiğini öğrenmesi olmuştu. Yengesi deyince ona kızmıştı da katıldığı bir seminerde, 'Her insan kendi zalimini oluşturur' ‘u duyunca sarsılmıştı. Ve o derste anlatılanlar... Sanki kendi hayatını karşıdan izliyordu. Meğer ne kadar da benzermiş insanların yaşadıkları...
Meğer kendine has değilmiş yaşadıkları, kim bu sebepleri oluştursa bu sonuçlarla karşılaşırmış...
Meğer ne çok doğru zannettiği yanlışı varmış...

Oysa ne kolaydı sadece kader deyip geçmek,
Ne kolaydı kurban psikolojisinde olmak...

Tabiki her şey insanın kontrolünde olamaz. İnsan sınırlı bir canlı. Yağmur yağması insanın kontrolünde değil ama bulutlara bakıp önlem almak elinde. Dünyadaki ekonomik sıkıntı tabiki insanın elinde değil ama kendi dükkânında, evinde önlem almak elinde.

Kızının bu tavrı ilk neden oluştu?
İlk nerede taviz verdi?
Bu kadar büyümeden önlenemez miydi?
Kafasında bir çok soru...
Pişmanlık ve acı...
Ve yanında umut...
'Yaşıyorsak hâlâ dönüş hakkımız var, hatalarımızı düzeltebiliriz' diyen bir umut...

Pişmanlık güzel şey,
Ya hiç pişman olmasaydı hatalarından? Ya hep devam etseydi böyle?

Pişmanlıkla birlikte umut daha da güzel,
Pişmanlıklarına umutla bakıp düzeltebilmek...

Ya hiç umut etmeseydi?
Yapabilecekleri bitmemişken kendini elemek...

Sahi kimler keserdi ümidini daha yol bitmemişken? Daha birçok yapacakları varken...
Peki sen hangisi olmak istersin?
Pişmanlıklara boğulmuş ve umudu kalmayanlardan mı?
Pişmanlık duymayıp hatada ısrarcı olanlardan mı?
Pişmanlığım var ama umudum daha çok deyip hatalarını düzeltenlerden mi?

Yaşarken hatadan dönüş hakkımız var.
Ya hiç olmasaydı?

Yorumlar

  1. Evet çok şükür hatadan dönüş hakkımız var. Yeterki pişman olup fark edelim

    YanıtlaSil
  2. Şükürler olsun ki RABbim yolumuzu kesiştirmiş ve bizleri birbirimize aracı kılmış...
    Yoksa halen uyuyanlara olabilirdik :(
    Pişmanlığım var ama umudum daha çok deyip hatalarını düzeltenlerden mi?
    Çünkü ALLAH'tan ümit kesilmez...

    YanıtlaSil
  3. Rabbim bize hatalarımızı en ama en erken vakitte görmeyi nasib etsin

    YanıtlaSil
  4. Her zaman umutlu olabileceğimizi bir şey var yeter ki doğru yerden bakabilelim. Elinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tek Olmak Yalnız Olmak Demek Değildir Oysa!

KADER AĞLARINI ÖRÜYOR...

GEÇİCİLİĞİN İÇİNDEKİ GERÇEK AMAÇ...